Bu Davet Bizim!

Yok edelim insanın insana kulluğunu!
Bu davet bizim!

Herkesin aklında o soru:
Ne oldu şimdi? Memleket kurtuldu mu, kurtulamadı mı?
Sahi, memleket nasıl kurtulur?
Memleketin kurtulması ne demektir?
Değerli Nâzım dostları, aynı yukarıdakiler gibi, basit görünen ama yanıtları karmakarışık olmuş sorular çağında yaşıyoruz:
Mesela hukuk nedir, yasa nedir; haksızlığa uğrayınca ne yapılır?
Mesela emek nedir? Emekçi kime denir? İşçi sınıfı nedir? Yaşamak için çalışmak zorunda olanların ölümle burun buruna yaşaması alışılması gereken bir şey midir?
Mesela sanatçı kimdir? Hiç boyun eğer mi? Kendine, sanatına, emekçi halkına, memleketine karşı sorumlulukları var mıdır?
Mesela, çocuk dediğin nedir, kimdir; nasıl yaşamalıdır?
Mesela “kadınlar sadece evinde oturup çocuk doğurmalı ve büyütmelidir” dendiğinde, nasıl karşılık vermeli? Taciz, tecavüz, şiddet sıradanlaştığında ne yapmalı?
Mesela solculuk ne demektir? Patronların ensesinde bitmek yerine masasına oturup el sıkışana solcu denir mi? NATO’yu, özelleştirmeyi savunana solcu denir mi?
Basit gibi görünen ama yanıtları karmakarışık olmuş sorular…
Karmakarışık, çünkü yalanla besliyorlar bizi:
Antenler yalan söylüyor. Filmler yalan söylüyor. Kitaplar yalan söylüyor. Dua yalan söylüyor. Ninni yalan söylüyor. Rüya yalan söylüyor. Meyhanede keman çalan yalan söylüyor. Umutsuz günlerin gecelerinde ayışığı yalan söylüyor. Söz yalan söylüyor. Ses yalan söylüyor.
Ellerimizden geçinen ve ellerimizden başka her şey, herkes yalan söylüyor:
Ellerimiz balçık gibi itaatli, ellerimiz karanlık gibi kör, ellerimiz çoban köpekleri gibi aptal olsun, ellerimiz isyan etmesin diye!
Bu ölümlü, bu yaşanası dünyada bu bezirgan saltanatı, bu zulüm bitmesin diye…
Kardeşler!
Sermaye düzeni sürsün, emperyalistler gemisini yürütsün, sömürücüler zenginleşsin diye gericiliğe, ırkçılığa, demokrasicilik yalanlarına, kullanışlı aptallara mahkûm edildiğimiz yeter, çektiklerimiz yeter.
Yağma düzeni son bulmadan kurtulamayacağız bu karanlıktan.
O yüzden NHKM emekçileri olarak, çalışkan, vicdanlı, dürüst, eşitliğe, kardeşliğe, özgürlüğe inanan, aydınlanmadan yana tüm sanatçı dostlarımızı ve yurttaşlarımızı 1 Mayıs’ta yanımıza, kortejimize, TKP saflarına çağırıyoruz!
Gelin, kol kola girelim! Umudumuzu büyütelim!
Gelin, işçi sınıfının ve aydınlanma mücadelesinin tarihe kazıdığı değerlerimizi yeniden ayağa kaldıralım! Güzelin, iyinin, doğrunun aslında ne demek olduğunu, bunları kimin gerçekten savunduğunu herkese gösterelim!

Başkasının sırtından geçinmeyenler, bir araya gelelim:
Yok edelim insanın insana kulluğunu!
Bu davet bizim!
Yaşasın 1 Mayıs!

Nâzım Hikmet Kültür Merkezi Emekçileri